Özgecan Aslan’ın karanfillerle donatılan sırasına oturan İngilizce hocası Leyla Bayboğan anı defterine şunları yazdı: Psikolog olacaktın, melek oldun. Keşke hayallerindeki gibi yapsaydın, ama artık milat oldun.
Özgecan Aslan’ın okuduğu Çağ Üniversitesi Psikoloji Hazırlık E-6 sınıfı bomboş. 26 arkadaşı okuldan bir süre izin almış. Sınıf pazartesi dersbaşı yapacak. Öncesinde bir psikolog ekibi gelecek ve bu gençlere nasıl destek sunacaklarına karar verecek. Gençlerden alacakları tepkilere göre grup terapisi ya da bire bir görüşmelerle psikolojik destek sunmayı planlıyorlar.
“Bu karabulutları artık okulumuzun üzerinden atmak istiyoruz” diyen hazırlık okulunun müdür yardımcısı Betül Durukan, Özgecan’ın çok naif bir öğrenci olduğunu söylüyor:
“Bölümünü çok severek buraya gelen bir öğrenciydi. Çok kitap okuyordu. Aralarda bile çok fazla dışarı çıkmazdı. Sorulara güzelce cevap veren, çok naif, çok saf, çok iyi bir öğrenciydi. Arkadaşlarıyla ilişkileri çok iyiydi. Müdür yardımcısı olduğum için bana gelir, herşeyini anlatırdı. Ondan geriye kalan bende neydi diye sorulursa, iç dünyası çok geniş bir öğrenciydi. Derslerdeki hal ve tavırlarından içine kapanık bir öğrenci olduğunu gözlemlediğimi de söylemeliyim. Hiç kimseyle bir problemi yoktu. Arkadaşlarıyla diyaloğu çok iyiydi. Asla agresif bir yapısı yoktu, hiçbir saygısızlığı yoktu. Yüksek sesle bile konuşmamıştır. Sürekli İngilizce konuşurdum, algısı son derece geniş bir öğrenci idi.”
Sınıfın en arkasında oturan Özgecan'ın sırası karanfillerle kaplı. Sıranın arkasındaki duvarda Özgecan’ın okul fotoğrafları var. Sırada ise üzerinde ‘Özgecan Aslan Ölümsüzdür’ yazan anı defteri.
Elleri titreyerek yazdı
İngilizce hocası Leyla Bayboğan, Özgecan'ın ölümünün ardından ilk kez giriyor sınıfa. Ürkerek oturduğu Özgecan'ın sırasında, elleri titreyerek alıyor kalemi eline ve şunları yazıyor:
“Özgecan, psikolog olacaktın melek oldun. Herkesin yüreğinde acı bir iz oldun, gözünde yaş oldun. Keşke yaşasaydın, hep hayallerindeki gibi yapsaydın, ama artık milat oldun."
... ve anı defterine arkadaşlarının yazdıkları:
Görkem Müge: Her ne kadar acını paylaşmaya çalışsak da kelimeler kifayetsiz.
Ali Murat Şenturan: Karanfil kokulu kız, sen bu ülkedeki kadınlara ışık ve sembol olacaksın. Bir erkek olarak söz veriyorum, senin için elimden geleni yapacağım. Sen rahat uyu.”
Doğancan Akyüzlü: Bu sayfa bile senin kadar temiz değildi. Sen gittin ama tüm herkes senin için birlik oldu. Herkes Özgecan oldu.
İsimsiz: Yapılan bu vahşete sessiz kalmayacağız ve canilerin hak ettiği idam cezasını alması için elimizden geleni yapacağız. Ruhun şad olsun sevgili kardeş.
İsimsiz: Seni ne tanıdım ne bildim. Sadece gördüm o yüzünün güzelliğini uzaktan uzağa, ama şimdi sana herkesten çok yakınım sevgili kardeşim. Gittiğin yer cennet olsun.
Ahmet Orkun Parsak: Biz seni tanımadan sevdik güzel kardeşim. Bu ülkede en zor olan şeyin, kadın olmanın en büyük zorluğunu sen gördün. Biz senin için, adalet için elimizden gelenin fazlasını yapacağız. Işıklar içinde uyu.
Işıl Kesen: Sevgiyle büyütüldün, acıyla öldün. Bir kişi değil, bin kişi öldük. Günlerdir gökyüzü bile senin için ağlıyor. Seni unutmayacağız, unutturmayacağız.
Hande Sırdaş: Kelimelerin anlamını yitirdiği an. Seninle tanışma fırsatım olmadı. Çok isterdim senin gibi bir meleği tanımak. Ama üç cani buna izin vermedi. Acının tarifi yok. Mekanın cennet, ailen ailemizdir.