"Normal düzeyde sınav kaygısı bilinenin aksine başarıyı artıyor"

Melikşah Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Doğan, 'sonucu önceden öngörülemeyen tedirginlik, huzursuzluk ve sıkıntı hali şeklinde tanımlanan' kaygının normal düzeyde yaşanmasının başarıyı arttırdığını söyledi. Her öğrencinin sınav öncesi ve sırasında kaygı yaşamasının normal olduğunu vurgulayan Doğan, “Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş’ın yaptığı bir araştırmaya göre sınava girecek öğrencilerin yaşadığı kaygı ile açık kalp ameliyatına girecek hastaların yaşadığı kaygı düzeyinin aynı olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak sınava iyi hazırlanan öğrencinin kaygıları sınav başladıktan sonra hızlı bir şekilde normal seviyesine düşer. Hazırlıksız öğrenci ise kaygıyı en üst düzeyde yaşamaya devam eder. Belli düzeydeki kaygı aslında zararlı değildir. Hatta öğrenciyi motive ederek başarıyı arttırıcı itici bir güç haline gelir.” dedi.

Kaygının yüksek düzeyde yaşanmasının kişinin fizyolojisini de etkilediğini vurgulayan Doğan, beynin kaygıyı tehlike olarak algıladığını ve hayati fonksiyonlar dışında vücudun düşünme, odaklanma ve hatırlama gibi fonksiyonları kapattığını anlattı. Doğan, “Kaygı yüksek yaşanırsa sınavda sıkıntı ve stres başlar. Hatırlama, odaklanma problemi ortaya çıkar. Ayrıca sınav öncesinde yaşanan uzun süreli kaygının kişinin bağışıklık sistemine olumsuz etki ederek sağlığını da ciddi şekilde bozar. Bütün bunlar başarıyı olumsuz şekilde etkiler.” diye uyardı.

‘Sınav çok zor olacak, yapamayacağım ve başarısız olacağım’ ve ‘başarısız olursam ailemin, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım’ gibi düşüncelerin kaygıyı daha da arttırdığını belirten Doğan, öğrencinin ‘elimden gelenin en iyisini yapacağım’ şeklinde düşünmesinin sınav başarısına daha fazla katkı sağlayacağını söyledi. Sınav kaygısını arttıran bir diğer önemli etkenin ise çevre olduğunu ifade eden Doğan, “Her çocuğun zihninde oturan babalar, anneler, dayılar, halalar vardır. Bunlar sınavla ilgili ne kadar çok konuşursa çocuk o kadar zor konsantre olur. Bu durum gürültülü bir ortamda okuduğunuzu anlamaya çalışmaya benzer. Onca sesin arasında okuduğunuza odaklanamazsınız. Ayrıca anne babalar ne kadar kaygı yaparsa çocuk da o kadar kaygılanır.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Doğan, sınava girecek öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Olumsuz düşüncenin başarıya katkı sağlamaz, olumsuz düşüncelerin olumluları ile değiştirilmesi gerekmektedir. Sınav öncesinde elinizden gelenin en iyisine yapmaya çalışın. Gevşemeyi öğrenin, omuzlarınızı rahat bırakın. Düzenli egzersiz yapın. Diyaframdan nefes alıp verin. Çünkü bedenin pozisyonu değiştikçe zihnin pozisyonu da değişir, zihnin durumu değiştikçe bedenin durumu da değişir. Siz bedeninizi gevşetmeyi öğrendikçe, kaygı azalacaktır. Çünkü gevşemeyle kaygı aynı bedende asla olmaz.”

Leave a Reply