MUTLULUK İHTİMALİ

Dan Gilbert'in bir kitabını okumuştum yıllar önce. "İnsan beyninin tecrübeyi yaşamadan beyinde canlandırma yeteneği vardır." diye başlıyordu. "Ne işe yarar ki bu yetenek" diye düşünmüştüm naifçe ve tahmin etmişçesine açıklamıştı hemen Gilbert; bu yetenek, bize, mesela soğan aromalı dondurmayı tattırmaz. Çünkü beyin damağımızda soğanlı dondurma tadını canlandırır ve böylece soğan aromalı dondurmayı yemeden tadının nasıl olacağını, nasıl damak zevkimize uymayacağını biliriz. Daha doğrusu bildiğimizi sanırız, fakat yaptığımız yalnızca "tahmin" yürütmektir. 

Her yılbaşında kaçınız aldığınız biletler elinize ekranlara kitleniyorsunuz? Kaçınız 20-30-40 milyon ikramiyeyi duyunca hayallere dalıp gidiyor? Belki yeni bir ev, bir araba...

Belki de gidemediğiniz yerlerin havasını soluyorsunuz bir kaç dakika içinde. Parayla değil hayaller ama ne de güzel şekillendirebiliyor, ne de gerçekçi kılıyor değil mi bir kaç milyonun ihtimali bazı şeyleri... Peki kaçınız sokakta bir engelli gördüğünüzde bir an için o hayatin nasıl olduğunu düşünüyorsunuz? Kaçınız fiziksel olarak kendinizi sarsıyorsunuz bu düşünceyi kafanızdan atmak için? Çünkü mutsuzluğu çağrıştırıyor size; çaresizliği, hastalığı... "Allah korusun" demenizi duyar gibiyim.

Halbuki her ikisi de tahmin değil mi sadece? İhtimallerinin senaryolarını sizler yazmadınız mi? Biri size sonsuz mutluluk, diğeri ise sonsuz mutsuzluk getirdi, ama ihtimallerde. Yalnız ve yalnızca olasılıklarda... Simdi size bu tahminlerinizin yanlış olduğunu söylesem? Peki ya arkama da bilimsel araştırmaları alıp bir daha vurgulasam? İnanması güç, öyle değil mi? Bilim adamları bir sene suresince lotoyu kazanan ve sakat kalan insanları inceliyorlar ve bir senenin sonunda ayni derecede "mutlu" olduklarını görüyorlar. Ayni derecede... Nasıl olabilir böyle bir şey? 

Meğerse bizleri hastalıklardan koruyan bağışıklık sistemimiz, bizi mutsuzluktan da koruyabiliyormuş. "Her işte bir hayır vardır", "olacağı varmış", "kader". İşte bizim kültürümüzün de bu teselliyle sıvanmış lafları, her birimizde olan psikolojik bağışıklık sistemimizin dili. Beklenmedik, daha doğrusu istenmeyen olaylar başımıza geldiğinde çareyi telaffuzunda bulduğumuz bu gibi cümleler sentetik mutlulukları getiriyor beraberinde. Ve bizler burun kıvırıyoruz bu "sentetik mutluluk" kavramına, çünkü inanıyoruz ki "doğal mutluluk" gibi değil O, doğal mutluluk kadar gerçek, doğal mutluluk kadar uzun değil hizmet suresi... Nedir bu ikisinin farkı peki? Doğal mutluluk, istediğimiz olduğu zaman hissettiğimizken, sentetik mutluluk, istediğimiz olmadığında başa çıkmak için kendi kendimize yarattığımız, kendimizi telkin etmemiz sonucu elde ettiğimiz mutluluk.

Biri diğerinden daha ustun değil aslında inanışımızın aksine. Sentetik mutluluğu küçük görmemiz, mutluluğun kazanılan değil de başımıza gelen bir şey olduğu yönündeki ilkel, içgüdüsel inancımız. İlkel demek yanlış demek 
değil tabii ki de. Fakat bu inancın kendini geliştirip evrime ayak uydurması lazım. Çünkü bazen gerçekten o serde bir hayır var. Bazen gerçekten öyle değil de böyle olacağı var. Ve bazen gerçekten mutluluk kapımızı çalan değil de, bizim arayıp, emek sarf edip bulduğumuz bir şey.

Bir yerlerde okumuştum, aklımda kalmış, "mutluluk sorunsuz bir yasam değil, onlarla basa çıkabilme yeteneğidir." Üstüne ne söylesem sönük kalacak diye korkarım.

Zeynep Selvili Özgeçmiş

1987 yılında İzmir'de doğdu. 2005 yılında İzmir Saint Joseph Fransız Lisesinden mezun oldu. Psikoloji bilimine olan ilgisi lise döneminde Princeton ve Georgetown Üniversitelerinde Psikoloji ve Yaratıcı Yazarlık dersleri alarak geçirdiği zamanlarda başladı.

2009 yılında Miami Üniversitesinden Sinema ve Psikoloji çift ana bilim dalıyla onur listesinde mezun oldu. Aynı sene New York Üniversitesinin Uygulamalı Psikoloji bölümüne yüksek lisans için kabul oldu. 2012 yılının Mayıs ayında New York Üniversitesinden Psikolojik Danışmanlık ve Sağlık uzmanlığıyla mezun olacaktır.

Amerika’da bulunduğu süre içerisinde Albert Ellis Enstitüsünde Bilişsel ve Davranışçı Terapi ile Anskiyete ve Depresyon Tedavisi; New York Aile Saglığı Enstitüsünde Problem Çözme Tedavisi, Travma Sonrası Terapi, Aile Terapisi, Çocuk ve Ergenlerle Intihar ve Uygulamalı Pozitif Psikoloji başta gelmek üzere çeşitli eğitimler aldı.

Aynı zamanda MMPI (Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri), 16 PF Kişilik Envanteri, ve Strong İlgi Envanteri olmak üzere kariyer gelişimi, kariyer seçimi danışmanlığı ve kisişel eğitim için dünyada en çok başvurulan psikolojik testlerin eğitimlerini aldı. An itibariyle New York'un önde gelen sağlık merkezlerinden Sydney Hillman Family Institute'da Bilişsel ve Davranışçı terapi yaklaşımıyla ergen ve yetişkinlere süpervizyon altında terapi yapmakta ve hem klinik hem de teorik eğitimlerine devam etmektedir. 

Leave a Reply