"NE OLURSA OLSUN SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMAYACAĞIZ"

Ak Parti olarak seçim ekonomisi uygulamadıklarını ve uygulamayacaklarını belirten Davutoğlu, "Seçimler yaklaşırken iktidar ve muhalefeti bekleyen iki tehlike vardır. İktidarı bekleyen tehlike seçim ekonomisidir. Popülizmdir. Yani nasıl olsa iktidarın, suyun başındayım. Şu vanaları öyle bir açayım ki herkes biraz su içsin sonra oyunu bize versin. Sonrası Allah kerim. Allah her zaman kerim de bizim görevimiz o bize sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirmek. 90'lı yıllarda böyle yapıldığı için iktidarda olan partiler suyun başındayım düşüncesiyle suyu tükettikleri için daha sonraki dönemde ya iktidarı kaybettiler ya da iktidara geldiklerinde verdikleri sözü yapamaz hale geldiler. Biz bunu hiçbir zaman yapmadık. Biz şunu biliyoruz. 7 Haziran'da seçim olduğunda tekrar emanet bize verilecek. 8 Haziran günü o suyu da o kaynağı da kullanacak olan yine biziz. Şunu yapabilirdik. Seçime gidiyoruz. Herkese bol keseden bazı sözler verelim. Ama bedelini yine halk öder. En ciddi ahlaki yozlaşma ekonomide yapamayacağı sözü verip ya da iktidardaysa kısa dönemli hesap yapıp milletin uzun dönemli geleceğini riske etmektir. Ne olursa olsun seçim ekonomisi uygulamadık, uygulamayacağız" diye konuştu.

"BİZİM BİRİKTİRDİĞİMİZ HAZİNEYİ BOŞALTACAK"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomiye ilişkin seçim vaatlerini eleştiren Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu herkese eski Türkiye alışkanlıklarını hatırlattı. Nedir bu eski Türkiye alışkanlıkları? Sahip olmadığın bir kaynağı dağıtacaksın. Konuşacaksın ama yapmayacaksın. Yarın ne olur diye bakmayacaksın. Bugünü kurtarmaya çalışacaksın. Olabilecek en geniş koalisyon cepheleri oluşturmaya çalışıp bir şekilde iktidara tutunmaya çalışacaksın. Eğer bu söylenen vaatlerin maliyeti hesaplansa 150 milyar Türk lirası. Türkiye'de şu an bütçe açığımız yüzde 0.7. Biz iktidara geldiğimizde 2002'de bütçe açığımız yüzde 10.8'di. Kılıçdaroğlu'nun bu dediği şeyleri yapmaya kalkılsa tekrar bütçe açığı 10 misli artıp yüzde 10'lara çıkacak. Türkiye 2001'e geri dönmüş olacak. Şimdi Kemal Derviş ile niye konuştuğunu daha iyi anlıyoruz. Çünkü bizim biriktirdiğimiz hazineyi boşaltacak. Sonra da Kemal Derviş'i çağırıp İMF önünde nasıl borç dileneceğimizin hesabını da onunla yapacak" ifadelerini kullandı.

"ERGENLİK ÇAĞINA GELİNDİĞİNDE BABAYA VE ANNEYE ÖYKÜNME ORTAYA ÇIKAR"

CHP'nin seçim bildirgesine yönelik eleştirilerde bulunan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nda ergen psikolojisi hissettiğini söyleyerek "Şimdilerde birileri koalisyon çağrısında veya hazırlığı içine girmiş görünüyorlar. Sırf Ak Parti'yi Türkiye'nin yükselişini engellemek için. Sadece şunu söylemesi bile yüzde 35 ifadesi bile Türkiye'de iktidara gelme düşüncesinde olmadığını ortaya koyuyor. Birtakım manipülasyonlarla öyle bir hesap içindeler ki ne kadar popülizm yapılır ne kadar gerçekleştirilmeyecek vaat verirlerse Türkiye'de istikrar o kadar sarsılır ve Ak Parti'nin güçlü bir şekilde iktidara gelmesi engellenir. Bu millet bu tarihin testinden çok geçti. Bütünüyle seçim bildirisine baktığımda gençlerimize saygımız sonsuz ama ben şöyle bir psikoloji hissettim Kılıçdaroğlu'nda, ergen psikolojisi. Ergenlik çağına gelindiğinde bir babaya ve anneye öykünme, onun benzerine yapma ortaya çıkar. İkincisi, ah şu aile bütçesi elimde olsa ben ne kadar güzel idare ederim, gibi bir kanaatle yaklaşma. Seçim bildirgesine baktığınızda önemli bir kısmı incelendiğinde bizim daha önce uyguladığımız projelerden ibaret" şeklinde konuştu.