‘IŞİD Müslüman Gençleri Soyutlamak İstiyor’

New York Üniversitesi'nden Doçent Doktor Selçuk Şirin'le Irak Şam Örgütü IŞİD terörünün ABD'daki yansımalarını, Cumhuriyetçiler'in önde giden reis namzet adayı Donald Trump'ın Müslüman karşıtı söylemleri ve gençlerin terör örgütlerine alaka duymasının nedenlerini konuştuk. Selçuk Şirin'e evvel Trump'ın Müslümanlar'ın ABD'ya girişinin yasaklanması önerisini sorduk. Trump'ın Müslümanlar'a karşı hususi bir düşmanlığı olup olmadığını öğrenmek istedik. Selçuk Şirin'e göre, Donald'ın söylemi dahil politikaya yönelik.

"Donald Trump'ın Müslümanlar'a karşı hususi bir düşmanlığı olduğunu düşünmüyorum. Trump'ın geleneksel Amerikan değerlerine, kendi kafasına göre aksi gelen herşeye düşmanlığı mevcut. Hatırlarsanız, seçim kampanyasına Meksikalılar'a hakaret ederek başladı. Sonra feministlere saldırdı, ardından özürlü bir muhabirle alay etti, en sonunda da şimdi Müslümanlar'a çatıyor. Trump gibi bir adayın daimi gündemde olması gerektiğini düşünüyorum. Gündemde kalmak için de daimi sansasyon ve kriz yaratmak zorunda. Kriz yaratmadığı gün, Trump'ın hiçbir sıfatı olmadığı için siyasette kaybedecek. O yüzden her hafta kendisine bir hasım seçiyor. Bu nihai iki haftada da Irak Şam Örgütü IŞİD teröründen ötürü kendisi için basit bir lokma olan Müslümanlar'ı, ABD'daki Müslümanlar'ı hedef seçti. Bizim bilimsel anlamdaki açıklaması, yaptığı şey islamofobi. Bu furyayı başlattı ve maalesef kamuoyundan da destek alıyor.”

Bazı çevreler Trump'ın bu söylemine destek verdi, bazıları tepki gösterdi. Peki bu cin söylemler ABD'da Müslüman karşıtı bir ortam oluşmasına ne sebepten olur mu?

"Evet olur fakat ABD deyince monolitik bakmamak lazım. Trump'ın açıklamalarından sonra Hillary Clinton çıktı, ‘Müslümanlar bizim kardeşimizdir, siz bu ülkenin yurttaşısınız, benim kadar sizin de haklarınız mevcut' dedi. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri ABD politikasında sağla sol arasında bir ayrışma sözkonusu. Amerikan sağı nihai derece muhafazakar ve bu demografik dönüşümler karşısında nihai derece hoşgörüden yoksun, öyle olduğu için de Irak Şam Örgütü IŞİD gibi terör örgütlerinin yaptığı terör saldırıları, 11 Eylül'den sonra da aynı şey yayanmıştı, Amerikan sağını birarada toplamak için terörü kullanmak çok yaygın bir metot Cumhuriyetçiler için. Muhammed Ali, Kerim Abdülcabbar gibi meşhur Müslüman Amerikalı figürler çıkıp Trump'ın sözlerini eleştirdi. Yani toplumun geneli itibariyle baktığımızda protesto çok. Ama Trump toplumun geneline oynamıyor, oyunu almaya çalıştığı kesim kendi tabanı, yüzde 38 civarında, kendi tabanında da başarılı oluyor çünkü Amerikan sağı daimi bu cin tehditlerle teyakkuz halinde bulundurulduğu vakit belli adaylara yöneliyor. Trump da bu formülü çok iyi biliyor ve iyi oynuyor.”

İç politikaya yönelik açıklamalar demek olası bu söyleme. Başkanlık seçimine bir sene olmasına karşın yoğun bir kampanya dönemi yaşanıyor. Bundan sonra ne olur?

"Yakında ilk önseçimler yapılacak. Iowa'da 1 Şubat'ta yapılacak ilk ön seçim. Iowa'da ABD'nın en muhafazakar eyaletlerinden biri. Tamamiyle Iowa'daki Cumhuriyetçi Parti tabanına yönelik bir açıklama bu. Çünkü Trump Iowa'da kendisinin de sağında olan Ted Cruz gibi bir adaya karşı kaybediyor, onun için de tamamen dahil politikayı etkilemek için daha aşırı açıklamalar yapıyor. Fakat burada kaybedenler Amerikalı Müslümanlar oluyor bu dahil politik manevra yüzünden. Çünkü onlar için siyasi bir manevra değil bu, günlük yaşamda karşılarına çıkan bir ayrımcılık.”

Peki Amerikalı Müslümanlar ve bilhassa de Müslüman gençler ABD'da ayrımcılık görüyor mu?

"2003 yılından beri ABD'daki en kapsamlı araştırmayı yaptık Michele Fine ile beraber. Bir kitabımız, 10-15 de yayınımız çıktı bu konuda. Araştırmamız gösteriyor ki ABD'daki Müslümanlar 11 Eylül'den sonra çok büyük bir ayrımcılığa uğradı. Özellikle çocuklar ve gençler benim uzmanlık alanım. Her beş gençten dördü, ‘Ben Müslüman olduğum için ayrımıcılığa uğradım' söylüyor. Çok ağırbaşlı bir rakam bu. ABD'daki siyahların uğradığı ayrımcılıktan da büyük bir rakam. Bu ayrımcılığın çok negatif etkileri olduğu bir gerçek. Depresyona giriyorlar, okuldan soğuyorlar. Fakat bunları söylerken şunun da altını çizmek istiyorum, ABD'daki Müslümanlarla Avrupa'da yaşayan Müslümanlar arasında mühim bir fark mevcut. Evet, Amerikalı Müslümanlar 11 Eylül'den sonra çok büyük bir baskıya maruz kaldılar ama bunun yanında da çok kuvvetli kaynakları mevcut. Bu nedir? Eğitim ve gelir. Eğitim nedir? ABD'daki Müslümanlar en iyi eğitimli gruplardan biri. Ayrıca araştırmalara göre göçmen Amerikalı Müslümanlar en iyi gelirli grupların başında geliyor.Eğitim seviyeleri, gelir düzeyleri genelde çok yüksek. Böyle olduğu için de ayrımcılığa maruz kaldıkları vakit mücadele edecek imkanlara sahipler. Kitapta da belirttiğim gibi, Amerikalı Müslüman gençler ayrımıcılığa maruz kalıyor fakat böyle bir sorunla karşılaştıkları vakit mücadele edecek, haklarını koruyacak imkanları mevcut ve bu imkanlardan yararlanıyorlar.”

Selçuk Şirin'e göre, Irak Şam Örgütü IŞİD terörü 11 Eylül'den sonra Amerikalı Müslümanlar'ı ve bilhassa de gençleri yeniden çok güç durumda bıraktı. Şirin bunu şöyle açıklıyor:

"Maalesef California'daki olayda da saldırganlar ‘Saldırıyı Irak Şam Örgütü IŞİD için yaptık' dediği için Müslümanlar çok güç durumda kaldı. Bu cin terör örgütlerinin zaten amacı da ABD'da ya da Batı'da yaşayan Müslümanlarla yaşadıkları ülkedeki toplumların arasını açmak, bu anlamda Irak Şam Örgütü IŞİD bir bakıma hedefine ulaşmış görünüyor.”  

 

 

 

 

Leave a Reply