Uluslararası Okul Psikolojisi Enstitüsü Türkiye Temsilcisi Doç. Dr. Tolga Arıcak, internetin gün geçtikçe insan hayatında gerçek sosyal yaşamdan daha fazla yer edinmesinin endişe verici olduğunu söyledi. Uluslararası Okul Psikolojisi Enstitüsü Türkiye Temsilcisi ve Hasan Kalyoncu ...
Uluslararası Okul Psikolojisi Enstitüsü Türkiye Temsilcisi Doç. Dr. Tolga Arıcak, internetin gün geçtikçe insan hayatında gerçek sosyal yaşamdan daha fazla yer edinmesinin endişe verici olduğunu söyledi.
Uluslararası Okul Psikolojisi Enstitüsü Türkiye Temsilcisi ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Arıcak, internet-insan ilişkileri sarmalında “insanlar mı interneti yoksa internet mi insanları yönetiyor” çıkmazının daha fazla sorgulanmaya başlandığını kaydetti.
Yeni nesil için internetsiz bir hayatın neredeyse anlamsız bir hal aldığına dikkati çeken Arıcak, “Fiziksel bir donanım olarak küçülen bilgisayarlar ve mobil iletişim cihazları, her ne kadar henüz beynimize entegre olmamış olsa da internet, psikolojik anlamda yeni neslin beynini ele geçirmiş durumda. İnternetsiz bir yaşam, yeni nesil için adeta boş ve anlamsız. Yeni nesil artık internette sosyalleşiyor ve kimliğini bu uzay ve zaman boyutunda inşa ediyor. Sosyal medya ve oyunlar avatarlarla dolup taşmış durumda. Avatar, sanal dünyada bizim yerimize geçen karakterler ve temsili kişilikler olarak tanımlanabilir. Çocuklarımızın sanal dünyada bir değil belki onlarca avatarı var artık. Farklı renklerde, farklı cinsiyette, farklı isimlerde ve farklı yerlerde sanal kimlikler” şeklinde konuştu.
Sanal dünya bağımlılığının gün geçtikçe arttığını vurgulayan Arıcak, şöyle devam etti:
“Durumun analizini yaptığım ‘Sanal Alemin Avatar Çocukları’ kitabımda da bahsettiğim gibi, avatar kimlikler birer oyun ve deneme olarak düşünüldüğünde zararsız olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte asıl endişem, yeni neslin fiziksel gerçeklikte birer avatar haline gelebilecek olması. İnsan, etkileşime açık ve çabuk etki altında kalan bir canlı. Bu kırılgan özelliği onu, avatar olmaya aday bir hale getiriyor. İnternette, sanal uzay ve zamanda kurduğu ilişkiler örüntüsü ve hepsinin ötesinde sanal dünyaya olan bağımlılığı, zaman içinde onu, ruhu siber uzayda, bedeni bu fiziksel dünyada olan bir avatar haline dönüştürecektir diye düşünüyorum. Şahsen şimdiden bazı çocukların birer avatar haline geldiğini müşahede ediyorum.
Gelişen siber teknolojinin, üç boyutlu (3D) bilgisayarların, holografik iletişimin, gelişen nanoteknolojiyle beynimize entegre olacak internetin gelecek nesillerde bu avatarlaşma sürecini hızlandıracağını düşünüyorum. Belki de yeni bir gerçeklik inşa ediyoruz. Fiziksel varoluşun anlamını yitireceği yeni bir zihin dünyası. Bu yeni dünyanın vatandaşları da muhtemelen siber alemin avatar çocukları olacak.” Anadolu Ajansı