Hangimiz hayatımızın geri kalanını birlikte geçirebileceğimiz insanı bulmak için derin bir arzu duymaz ki?
Onunla karşılaştığımızda kontrol edilemeyen bir çekim ve tarif edilemeyen bir yakınlık hissederiz. Sanki onu ömür boyu tanıyormuşuz gibi. Peki aslında bizim için kimin ideal partner olabileceği hakkında ne biliyoruz?
Psikoloji sonunda hepimizin kafasını kurcalayan gizeme ışık tutuyor ve son araştırmalar bir ilişkide iki insanı gerçekten bir arada tutan nedir açıklıyor.
İlişkiler konusunda uzman Gottman Enstitüsü araştırma sonuçlarını yorumlamış. İşte sizin için hazırladığımız özet.
Uyumluluk gerçekten önemli mi?
İnternette pek çok çöpçatan sitesi yaptıkları kişilik testlerine sizin cevaplarınıza benzer cevaplar verenlerin mükemmel eşiniz olabileceğini iddia ediyor.
Doğal olarak kendimizle aynı değerlere ve hayat görüşüne sahip olan biriyle beraber olmak isteriz.
Dağcılıktan tutun da yemek yapmaya kadar bizimle aynı aktivitelere ilgi duyan biriyle birlikte olmak harika olmaz mı? Bir gün aile kurmak ve çocuk yetiştirmek istiyorsanız en mantıklısı aynı şeyleri isteyen birini bulmak değil mi?
Peki ama ortak ilgi alanları ve alışkanlıkların uyumu üzerine kurulu bir ilişki ne kadar uzun sürebilir?
Teksas Üniversitesi'nden Dr. Ted Hudson yıllardır evli olan çiftler ile bir çalışma yaptı. Çalışmanın sonuçlarına göre mutlu ve mutsuz çiftler arasında uyum konusunda bir farklılık olmadığını tespit etti. Yani uyumluluk, bir ilişkinin sağlığını düşündüğünüz kadar etkilemiyor olabilir.
Dr. Hudson ilişkilerinde mutlu olan çiftlerin uyumluluğu önemsemediğini belirtiyor. Hatta, ilişkilerinde mutlu olan çiftler, ilişkiyi sürdüren şeyin uyum değil, kişilerin ilişkiyi sürdürme konusundaki kararlılığı olduğunu savunuyor. Ama mutsuz çiftlere uyum hakkındaki fikirleri sorulduğunda hepsi uyumun evlilikte aşırı önemli olduğunu söylüyor. Dr. Hudson mutsuz çiftlerin “Uyumlu değiliz” dediklerinde aslında “Hiç iyi geçinemiyoruz” demek istediklerini öne sürüyor.
İşte burada uyum ile ilgili sorunlar çıkmaya başlıyor. Mutsuz olan herkes doğal olarak uyumsuzluğu sebep gösteriyor. Mutsuz çiftler, bir ilişkiyi ayakta tutan şeyin kişilerin iradesi ve ilişkiyi sürdürme arzusu olduğunu görmekte başarısız oluyor. Onun yerine ilişkinin gücünün bir çiftin ne kadar birbirine benzediğinden geldiğini sanıyorlar.
Uluslararası memnuniyet anketlerine göre daha uzun süren ve çiftlerin daha mutlu oldukları görücü usulü evliliklerde kişilerin ilişkiyi ayakta tutmak için daha fazla çaba harcadığı gözlemleniyor. Bu görücü usulü evlilikler çiftlerin boşanma hakları olmadığı için mi daha uzun sürüyor? Tabi ki hayır. Bunun sebebi birbirlerine bağlı kalmaları ve "daha iyisini" aramak yerine ilişkiyi sağlamlaştırmaya çaba harcamaları.
Ömür boyu birlikte olacağınız bir eş bulmak
Peki, uyumluluk testlerine güvenemeyeceksek, o zaman ne yapacağız?
Seattle'da ilişkiler üzerinde uzmanlaşan Gottman Enstitüsü'nün kurucusu Dr. John Gottman, kişilik testlerinin ilişkinin başarısını ya da uzunluğunu belirlemekte yetersiz kalığını söylüyor.
Gottman, çiftlerin enerjilerini beraber daha anlamlı şeylere harcadıklarında, ilişkilerinin daha uzun sürdüğünü keşfetti. Beraber iş kurmak buna bir örnek olabilir.
Çiftlerin birbirleriyle nasıl bir etkileşimde olduğu, başarılı bir ilişki yaratmadaki tek ve en esas yöndür. Yani, kim olduğunuz ya da ne yaptığınız ilişkinizi uzatmayacak veya mükemmel eşinizi bulmanıza yardımcı olmayacaktır. Önemli olan birbirinizle nasıl konuştuğunuz, nasıl anlaştığınız ve beraber nasıl vakit geçirdiğinizdir.
John Gottman, “Eşiniz hayallerinizi desteklemelidir” diyor, “Ayrıca size hayranlık ve saygı duymalıdır.” Size nasıl davranılmasını istediğinizi hayal ettiğinizde, size gerçekten inanan birisiyle birlikte olmanın ne kadar önemli olduğunu fark edeceksiniz.
Ruh eşi hakkında düşünceler
Eğer gerçek aşkı ve hayatınızın geri kalanını beraber geçireceğiniz kişiyi arıyorsanız, diğer bir insanla sağlıklı bir ilişki oluşturmak için herhangi bir büyülü formül yok. Evet, karşınızdakini çekici bulmalı, ona hayranlık duymalı ve güçlü bir yakınlık hissetmelisiniz ama bunlar uzun ve sağlıklı ilişkiyi oluşturan pastanın küçük dilimleri.
Yani, gelecek sefere merak ve coşkuyla midenizde kelebekler uçuşturan birisiyle karşılaştığınızda onun da geleceğe dair sizinle aynı hayalleri paylaşıp paylaşmadığını, beraber anlamlı bir şeyler kurup kuramayacağınızı anlamaya çalışın. Eğer hayattan aldığınız hazzı paylaşabiliyorsa ve sizi yarın değil, bugünkü halinizle kabul edebiliyorsa o zaman uzun ve güzel bir ilişki yaşamanız mümkün demektir.
Dakika dakika neler oluyor? Öğrenmek için hemen tıklayın.