İSTANBUL (AA) - Şarkıcı Mazhar Alanson, Haliç Üniversitesi'nde düzenlenen "Psikoloji Günleri" etkinliğinde öğrencilerle bir araya geldi.
Etkinliğe eşi Biricik Suden ile katılan Alanson, öğrencilerle sohbet etti, soruları yanıtladı.
Şöhretin getirdiği büyük sıkıntılar olduğunu, bu nedenle genelde o ortamlardan uzak durduklarını ifade eden Alanson, şunları kaydetti:
"Şöhret afettir' diye eskilerin bir lafı var. Gerçekten de korkunç bir şey tanınıyor olmak. Tek avantajı var, restoranlara gittiğinizde iyi yerlere oturturlar. Onun dışında bir faydasını görmedim. Psikoloji deyince mesela gece saat 11 olmuş, siz insanları eğlendirmek üzere çıkıyorsunuz ve orada bazen normal konser oluyor, insanlar oturuyorlar. Bazen de gece bir kulüpte çalman gerekiyor, herkes içkili, herkes hareket içinde. Biz gece 11'de bu yaşta adamlar yani... Yatakta olmamız lazımken, çıkıp onları eğlendiriyoruz."
İnsanların yaptığı işlerle gönüllerde kalabileceğini ancak kişilik olarak bir insanın gönlüne girmenin zor olduğunu vurgulayan Alanson, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim de kıskançlıklarımız, ihtiraslarımız oluyor. Bizim de bazen 'beni' öne çıkardığımız zamanlar oluyor. Bir de öyle bir meslek ki mesela tasavvufa merak sardınız, tasavvuf, 'nefsinizden, egonuzdan kurtulun' diyor. Bizim meslekte de şöyle bir şey var. Mesela Özkan bey benden önce sahneye çıkacak. Çok da samimi arkadaşım, kuliste gömleğini, kravatını düzeltirim fakat alkışını da dinlerim. Yani benden çok mu, az mı alkış... İşin tabiatı bu. O yüzden çok zorlanmışızdır."
"MFÖ grubu olarak ayrı ayrı filmlerde rol aldınız ancak üçünüzü bir filmde göremedik, böyle bir projede yer almayı düşünür müsünüz?" sorusuna Alanson, "Tabii ki, yıllarca bekledik ama gelmedi. Öyle üç rol gelecek ki, üç rolün bir tanesi bile tek kişi olmayacak, öbürü geride kalmayacak. Üç kişinin eşit olacağı... Çok zor. Öyle bir şey gelmedi" yanıtını verdi.
Solo albüm yaptığında çok yalnızlık hissettiğini ifade eden Alanson, "Solo kariyerime devam etmeyişim, Fuat ile Özkan'ın olmayışını hep yadırgamamdandır. Çok alışmışım. Onlar olmadığı vakit bir eksiklik hissediyorum ama onlar olduğu vakit de bir fazlalık hissediyorum" dedi.
Türkiye'nin, Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmayışını yanlış bulduğunu söyleyen Alanson, "Bana ne ben küstüm, siz beni dışlıyorsunuz, birbirinize oy veriyorsunuz' gibi bir tavır alıyor. Halbuki yanlış. Fransa, sonuncu oldu bu sene. İsviçre yıllarca hiçbir şey kazanamamıştır ama bu sene psikolojiyi allak bullak eden bir yarışmacıyla birinci oldu. Eurovision, Türkiye'nin bir tanıtımıydı. Son yıllarda da puanlarımız çok iyiydi, bence katılmalıydı" şeklinde konuştu.
- "O fabrikanın sahibi olsaydım herhalde yaşamıyor olurdum"
Memur bir ailenin çocuğu olduğunu ve normal büyüdüğünü belirten Alanson, insanları, şan ve para yönünden derecelendirmediğini kaydetti.
Alanson, "Merhametliyimdir, kıyamam. Çalıştığımız vakit de bütün arkadaşlarımız geçimlerini sağlayabilsin diye konserlerimize devam ettiğimiz zamanlar oldu. Daima düşünürüz. Yani ben o fabrikanın sahibi olsaydım herhalde yaşamıyor olurdum. O kadar insan etkileniyor, sanatçı falan olmasına da lüzum yok. Etkileniyorsunuz, düşünüyorsunuz ve sanatçı daha duyarlı diye bir şey yok. Herkesin içi eşit acıyor" şeklinde konuştu.
Toplumun yaşadığı travmalardan sonra yapmak istediği bir şey olup olmadığı sorusu üzerine Alanson, "Yaklaşık 20 yıl önce bir yer göçüğü olmuştu, ben şarkı yazmıştım sonra o şarkı kaybolmuştu. Çünkü insanlar gerçekleri duymak istemiyorlar şarkılarda. Bunlar sanatımıza dökülemiyor çünkü ilk yasaklanan şey müzik oluyor bu tip şeylerde. Ancak yardım konserleri olabilir. Oradaki insanlara ağıt gibi şeyler yazmak pek işe yaramıyor insanları ağlatmaktan başka" dedi.