Birçoğumuz yılların akışına kendimizi kaptırdığımızda hatırlamaz oluyoruz bitmek bilmeyen ‘sınavları’. Okul hayatı bitince sınandığımız yerler ve mevzular değişiyor sadece. Not bile alıyoruz üstelik ki iş yaşamında, yetişkin diyarlarda ‘performans değerlendirme sistemi’ diyoruz adına. Bu kez birileri beşli skalada, okullarda öğrendiklerimizi ne kadar beceriye dönüştürebildiğimizi sınıyor. Hal bu olunca daha yapıcı, daha artı bir yerden yaklaşmayı arzuluyoruz ‘sınav’ kavramına.
Günümüz okul sistemiyle, ebeveyn düşünceleriyle bazı ÅŸeyler karışmış vaziyette. “10 üzerinden  5 alınan dersi 7 olmalı, özel dersle desteklenmeli, 9 olan derse dokunma, o zaten 9â€, “Çok sevsen de top koÅŸturma, istesen de saatlerce kitap okuma, matematik çalışman lazım, çünkü zayıf†gibi birçok düşünce var. Sınıfı geçmeyi garantiledikten sonra yani büyük resimde arıza yaratmadığı sürece elbette 5 olacak bazı dersleri, sınırda kalacak yani. Bu duruma hasar kontrolü diyoruz, daha pozitif  tanımıyla ‘yetenek yönetimi’. Ä°yi gözlemlemek gerekiyor çocuklarımızı. Hangi dersten en çok keyif alıyor, hangisinde en iyi? Cevap her neyse güçlü yanları buralardan besleniyor demektir. Çocuklarımızın en iyi yaptıklarını takdir edebilme, zayıf noktalarını kendilerine engel olmayacak ÅŸekilde yönetebilmelerine destek veren bir yaklaşım onların hayatına  kalıcı artılar olarak yansıyacaktır.
Open all references in tabs: [1 - 3]