Evde sağlık hizmetleri yaşam kalitesini arttırıyor

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, ''Avrupa ülkeler arasında en kapsamlı evde sağlık hizmetlerini veriyoruz'' dedi.

Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen 2. Uluslararası Evde Sağlık Hizmetleri Kongresi'ne katılan Orhan Koç, yaptığı açıklamada, evde sağlık hizmetlerini 2 yıldır uyguladıklarını söyledi.

Türkiye'de evde sağlık hizmeti alan 135 bin hastanın bulunduğunu anlatan Koç, evde sağlık hizmetlerinin hastanın muayenesi, kan tahlili, pansuman gibi geniş yelpazesinin bulunduğunu belirtti.

Amaçlarının yatağa bağımlı hastanın yaşam kalitesini arttırmak ve hastaneye yatma sıklığını azaltmak olduğunu dile getiren Orhan Koç, böylece hastaların hastanede geçirdiği süreleri azaltarak ev ortamında aile bireyleriyle yaşamalarını sağladıklarını kaydetti. Türkiye'de yatağa bağımlı hasta sayısının tahminen 150 bin olduğunu anlatan Koç, bu hastaların tamamına ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti.

HERKES MUTLU

Devletin imkanlarının tümünü hastanın ayağına götürdüklerini vurgulayan Koç, hastalarının ve yakınlarının mutlu olmasının kendilerini de mutlu ettiğinin altını çizdi.

Evde sağlık hizmetlerinin hastanın yaşam kalitesini ve konforunu arttırdığı gibi hasta yakınlarının da iş yükünü azalttığına dikkati çeken Koç, şöyle konuştu:

''Yatağa bağımlı bir hastayı asansörü olmayan bir binadan hastaneye götürmek büyük bir dram. Hastaneye götürünce de iş bitmiyor. Hasta yakınları burada da birçok sıkıntıyla uğraşıyor. Yatalak hastalar genelde uzun süreli bakım isteyen hastalardan oluşuyor. Yani hastanede ortalama 7 ay tedavi görüyorlar. Hastanenin enfeksiyon riski artıyor ve yatış süresi uzadığı gibi tedavi maliyetleri de artıyor. Evine çıkardığımız zaman hem hasta hem de hasta yakınları mutlu oluyor. Hastanın morali yerine geldiği için tedavi süresince de kullandığımız ilaçlar ve diğer tıbbi malzemelerde de azalma oluyor. Bu sayede kamu maliyesine de bir girdi sağlanıyor''

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI HİZMETİ DE VERİLİYOR

Evde bakım hizmetleri kapsamında Avrupa'daki ülkeler arasında bu kadar kapsamlı hizmet veren tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Koç, ''Yatalak hastalara ağız ve diş sağlığı hizmeti de veriyoruz. Bu bizim sosyal devlet anlayışımızı ortaya koyuyor. Spastik ve özürlü çocukların diş sağlığı büyük bir dram ve sorun oluşturuyor. Kanal tedavisi gereken hastaları hastaneye nakil ederken bazı yatalak hastaları da mobil ekiplerimiz ile evlerinde tedavi ediyoruz. Çünkü diş ve damak sorununu çözmeden kişinin beslenmesi ile ilgili sıkıntı giderilemez. Beslenme olmayınca da hastayı ayağa kaldırmak mümkün olmayacaktır. 2012 yılında evde tedavi hizmeti alan bütün hastaların diş kontrolünden de geçirmeyi hedefliyoruz'' diye konuştu.

Yatalak hastaları tedavi ederken psikolojilerini de düşündüklerini ifade eden Koç, evlere giden ekiplerin tamamında psikologlar bulunduğunu vurguladı. Hastaların tedavisinde psikologlardan faydalandıklarını kaydeden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Evde tedavi hizmetleri kapsamında din psikolojisi üzerine doktora yapmış ilahiyatçılardan da faydalanmak istiyoruz. Bu hastaların manevi duyguları da çok önemli. Bir insanın ruh sağlığı ve beden sağlığının beraber olmasını hedefliyoruz. Hastalar hangi inanç ya da mezheptense onunla ilgili manevi bütünlük sağlamaya çalışıyoruz. Din görevlisi dediğimiz zaman imamlar akla geliyor. Bu kavram geniştir. Papaz, haham ve imam da vardır. Başka bir inanıştaysa ona göre yetişmiş insanlar var. Onlardan faydalanmak istiyoruz.''

Bu hizmeti verirken hasta psikolojisiyle, algılamasıyla ilgili eğitim almış, din psikolojisi üzerine doktora yapmış ilahiyatçılardan bahsettiklerini anlatan Koç, şöyle devam etti:

''Klasik camide vaaz veren din adamlarından bahsetmiyoruz. Psikoloji eğitimi almış, hastaya yaklaşım eğitimi almış kişileri kastediyoruz. Bu şekildeki din görevlisinin sayısı Türkiye'de 60-70 kadar. Bu bir düşünce ve fikirsel anlamında tartıştığımız bir konu. Diyanet İşleri Başkanlığı ile 'din adamlarına sağlık çalışanları tarafından sertifikasyon programı yapsak, din psikolojisi konusunda eğiterek evde hizmeti verebilsek' şeklinde görüştük. Örneği trafik kazasında felçli olan bir gencin manevi hayatının tekrar ayağa dikilmesi için din psikolojisi gerekiyor.''

Bu düşüncenin önümüzdeki yıllarda yetişmiş insan gücü ile entegre edilebilecek bir hizmet olduğunu ifade eden Koç, bunların vizyon projeler olduğunu vurguladı.

Leave a Reply