Bir kadın üzerinden şiddetin ve şiddet tehdidinin nerelere vardığını anlatıyor Hans Koppel. İsveçli yazar, ‘O Asla Geri Gelmeyecek’ adlı romanında okuyucuyu, maceranın, gerilimin ve psikolojinin rahatsız koridorlarında dolaştırıyor.
Serap Çakır / cakirserap@yahoo.com
Yıllar önce bir belaya karışıyorsunuz, her şeyi unutup, oradan taşınıp başka bir hayata başlıyor, evlenip bir aile kuruyorsunuz. Ama yıllar sonra yaptığınız o hata sizi ele geçiriyor. Ylva Zetterberg adlı kahramanımızın başına gelenlerde olduğu gibi. Ylva, henüz on dört, on beş yaşlarında, ortaokula gittiği dönemde, çok kötü bir olaya karışır. Bunun vicdan azabını yıllar boyu çeker ama pek çok insanın yaptığı gibi hayatına devam eder. İsveç’te bir sayfiye kasabasına yerleşir, orada Mike’la evlenir ve Sanna adında bir kızı olur. Yıllar akıp gider ve yaptığı o kötü olayın dolaylı diğer başka kahramanları onu bulur ve kaçırır. Roman da çok hareketli, psikolojik tahlillerle dolu, inanılmaz hızlı bir tempoda ilerler. Onu kaçıran çift, Ylva’ya önce psikolojik baskı uygular. Onu aşağılarlar, hakaret ederler, umutlarını yitirecek cümleler kurarlar. Fiziksel bir eziyete de maruz kalır. Döverler, tecavüz ederler, köle gibi çalıştırırlar, aç bırakırlar, ışıksız, insansız ve hayatsız…
Ylva’nın kocası Mike, önce karısının eve gelmemesini başka şekilde yorumlar. Çünkü araları çok da iyi değildir. Biraz zaman geçince onun kaçırılmış olabileceğini düşünür ama bir süre sonraysa çılgın bir akşamın ardından karısının kötü bir adama rast geldiğini, şansının yaver gitmediğini ve öldüğünü düşünür, belki de o şekilde avunur. Oysa karısı hemen karşı çaprazındaki bir evin bodrum katında hapis tutulmaktadır.
BOYUN EĞDİRMENİN FORMÜLÜ
İsveçli yazar Hans Koppel bu macera dolu romanını kaleme alırken, şiddete maruz kalan bir kadının neler düşünebileceğini, bir süre sonra neler hissedebileceğini psikolojik tahlillerle de gözler önüne serer. “Suçluların” der Hans Koppel, “kurbanlarına boyun eğdirmek için kullandıkları yöntemler bütün dünyada aynıdır ve dağlar kadar eskidir. Saldırganlar da patronlar da diktatörlerle aynı yöntemi kullanırlar çünkü egemen olmanın yalnızca iki yolu vardır: havuç ve sopa.” Ve bu yöntemleri karakteri Gösta Lundin aracılığıyla bizlere aktarır yazar: Yer değiştirme, sosyal tecrit, şiddet kullanarak boyun eğdirme, açlık, şiddet/şiddet tehdidi, değerden düşürme, borçlandırma, dostane tutum, ayrıcalıklar, benliğin inkârı, geleceğe yönelik umutsuzluk.
Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ‘O Asla Geri Gelmeyecek’ adlı kitabı okurken iki yönlü bir taramadan geçirmeniz gerekiyor. İlk olarak onu kurgusu son derece güzel bir macera - gerilim romanı olarak okumalısınız. Böylece temposu hiç düşmeden akıp giden olay örgüsünün tadına varabilirsiniz. İkincil okumanızı ise bir insan üzerinde uygulanan baskının, kişiyi hangi psikolojik evrelere vardıracağını ve neye dönüşebileceğini okuyarak yapmalısınız.
Hatta bu romanın okumasını şiddetin ve baskının sonuçlarının, toplumsal olarak uygulandığında bizleri nerelere götürdüğünü resmederek yapın derim.
Ylva, kapatıldığı bodrum katında, tecritte. Bir insan sesine muhtaç günler ve geceler geçiriyor. Bu durum kimi zaman öyle uzatılıyor ki gece mi gündüz mü, aradan kaç gün geçti onun bile farkına varamıyor. Saldırganlarına daima yüzü gülmek zorunda, biraz dudak bükse ya aç kalıyor ya da ışıksız, hatta kimi zaman ikisini de kaybediyor. “Kadın” diyor Koppel, “pek çok sebeple alışık olduğu çevreden alınıp yeni ve bilmediği bir ortama götürülür. Kadın, ailesi ve arkadaşlarıyla temasını yitirir, kafası karışır, coğrafik olarak yönünü karıştırır ve tanıdığı tek insana, saldırgana bağımlı hale gelir.” Hemen her bölümde Ylva’nın başına gelenleri okumadan, bir ön hazırlık yaptırıyor yazar Hans Koppel okuyucuya. Böylece kadının neden o şekilde davrandığını biraz olsun anlamalarını sağlıyor. “Şiddete ya da şiddet tehdidine maruz kalmış herkes bunların uzun vadeli psikolojik etkilerini bilir. Şiddet gücün en açık ifadesidir.”
Romanın sonunu size açıklayacak değilim ama tahminlerinizin ötesinden bir finalin sizi beklediğini bilmelisiniz. Seks, şiddet, gerilim, psikoloji, sosyoloji ve ister istemez birbirine ilişen hayatlar… ‘O Asla Geri Gelmeyecek’ dediğine bakmayın yazarın, kimin ne şekilde geleceği ya da gelmeyeceği hiç belli olmaz. Yeter ki umudunuzu yitirmeyin!
Open all references in tabs: [1 - 4]