Psikolog Yrd. Doç. Dr. Eda Erdener, “Politik şiddet kültüründe büyüyen çocuklar ‘başkalarına zarar verme, zararı inkar etme, zararı provoke etme ve cezalandırma’ gibi edimleri diğer çocuklara kıyasla daha fazla kabul ederler.” dedi.
Doğu illerinde son günlerde yaşanan yoğun şiddetin ve yasakların, ruhlarda yarattığı tahribat çocuk oyunlarına kadar yansıdı.
Sosyal paylaşım sitelerinde, eğitim emekçileri sendikaları hesaplarından dahi bugün çevrelerinde yaşanan şiddeti oyunlarının içine sokmuş Nusaybin'den çocuk fotoğrafları paylaşıldı.
Hızla yaygınlaşan ve on binlerce kişiye ulaşan bu fotoğraflara kızan da, sempatik bulan da oldu.
Psikolog Yrd. Doç. Dr. Eda Erdener ise uzman gözüyle gazetemize fotoğrafların arka planında yatan şiddetin çocukların bilinçlerinde yarattığı tahribatı değerlendirdi.
Psikolog Eda Erdener şunları söyledi:
“Çocuklar, durumları tam değerlendirememeleri nedeniyle olguların sebeplerinden ziyade sadece sonuçlarına bakarlar. Şu anda bölgede en korkutucu yüzüyle tartışmasız bir savaş vardır. Kendilerinin açlıkla, susuzlukla, sokağa çıkma yasaklarıyla sınanması, ölümün gündelik hayatın bir parçası haline gelmesi, evlerin kurşunlanması, okulların mühimmat deposu yapılması bu somut sonuçlardır. Sebebi ise onlar için tek ve basittir: Kürt olmak...
"Çocukların zihnindeki bölünme, bir erişkindeki gibi esnek değildir. Çocuklar için şu anda keskin anlamda " kötüler" ve "iyiler" vardır. İyiler evlerini topraklarını savunan Kürtlerdir, kötüler ise işgal eden devletin güçleridir, devletin temsil ettiği Türklük ve onların acısına kayıtsız kalan Türklerdir. Bu algı, çocuklar için etnik çatışmayı derinleştirecek, Kürt kimliklerinin altını çizecek ve Türklere karşı nefreti arttıracaktır. Daha çok çocuk dağa çıkacak, daha çok çocuk polise taş ve molotof kokteyli atacaktır.
"Canı tehdit altında olan her canlının tartışmasız öz savunma hakkı vardır. Çocuklar da kendilerince bu hakka sahip çıkmaya, pasifize olmak yerine direnmeye çalışmaktadır. Yine de, 5 yaşında bir çocuğun savaşmaktan başka oyununun olamaması, bizi insanlığımızdan utandırıcı ve kahredici bir durum olmalıdır.
"Eğer ki operasyonlara kayıtsız kalan ülkenin Batısı, bu fotolardaki çocukların ileride sadece devlete karşı savaşacağını ve yeni operasyonlarla öldürülebilecek (hakim dil ile) "teröristlerin" küçük hali olarak görüyorlarsa çok yanılıyorlar.
"Topluluklara etnik sebeplerle uygulanan politik şiddet, kültürel çözülmeyi, ayrımcılık ve nefreti, kadına ve çocuğa karşı şiddeti de arttırır. Ciddi toplumsal ve politik şiddet ortasında büyümüş olan çocukların, en basit haksızlıklarda dahi intikam alma ve intikamı onaylama eğilimleri artar. Politik şiddet kültüründe büyüyen çocuklar 'başkalarına zarar verme, zararı inkar etme, zararı provoke etme ve cezalandırma' gibi edimleri diğer çocuklara kıyasla daha fazla kabul ederler.
"Yani politik şiddetin kurbanı olma, politik olmayan şiddeti de meşrulaştırmayı beraberinde getirmektedir. Bu durumda, bu çocukların şiddeti ve ölümü gündelik bir parça olarak görmesi, kadına karşı şiddetten de toplumda görülen gündelik şiddetten de sorumlu olacaktır.
"Gazzeli bir çocuğun elindeki taş ne kadar içimizi acıtıyorsa, Cizreli bir çocuğunki de aynı şekilde acıtmalıdır. Şu anda sessiz kalanlar bilmelidir ki ülkenin 'doğusunda' olan sadece doğusunda kalmayacak bu ateş hepimizi yakacaktır.
"Sonuçta, Fars şairi Firdevsi'nin dediği gibi 'Ağaçları kanla sulamayın. Gün gelir dalları sizden intikam alır."