Doğuştan sol kolu olmayan, sağ elinde sadece 3 parmağı bulunan 24 yaşındaki Elif Canbulut, öğrenim gördüğü İzmir Ekonomi Üniversitesi psikoloji bölümünden birincilikle mezun olarak, başarı için hiçbir 'engel' olmadığını kanıtladı.
Doğuştan sol kolu olmayan, sağ elinde sadece 3 parmağı bulunan 24 yaşındaki Elif Canbulut, öğrenim gördüğü İzmir Ekonomi Üniversitesi psikoloji bölümünden birincilikle mezun olarak, başarı için hiçbir 'engel' olmadığını kanıtladı. Canbulut şimdi, özel bir rehabilitasyon merkezinde kendisi gibi doğuştan engelli çocuklara eğitim vererek, onları hayata hazırlıyor.
Balıkesirli Metin-Nurten Canbulut çiftinin ikinci çocuğu olan Elif Canbulut, bedensel engelli olarak dünyaya geldi. Sol kolu olmayan, sağ elinde sadece 2 parmağı bulunan Canbulut, kalem bile tutamayacağını düşünenlere inat, daha ilkokul sıralarında başarılı bir öğrenci olarak dikkat çekti. Lise eğitiminde de başarısıyla göz dolduran Canbulut, burslu kazandığı İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden birincilikle mezun olarak başarı için hiçbir engel olmadığını herkese kanıtladı. En büyük hedefinin iz bırakan ve hatırlanan bir psikolog olmak olduğunu söyleyen Canbulut şimdi İzmir'in Balçova İlçesi'nde, kendisi gibi doğuştan engelli çocukları Özel Egem Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde hayata hazırlıyor.
"HİÇ ENGELLİ OLMADIM"
Elde ettiği başarıda ailesinin çok büyük etkisi olduğunu belirten Canbulut, onların her zaman yanında olduklarını vurguladı. Elif Canbulut, "Annem ve babam engelim konusunda bana her zaman çok hassas davrandı. Hatta benim hiçbir zaman engelli kartım olmamıştır, ailem buna asla izin vermemiştir, işte bu yüzden ben hiç engelli olmadım" dedi.
"RESİM YETENEĞİNE İNANDIRAMAMIŞ"
Sanata düşkünlüğü ve resim yeteneği ile de dikkat çeken genç psikolog Canbulut, birçok yarışmadan birincilik ödülü de aldı. Var olan parmaklarıyla resim yapabilen Canbulut psikoloji bilimine de iten şey güzel sanatlar lisesindeki resim yarışması olduğunu söyledi. Çocukken en büyük hayalinin güzel sanatlar eğitimi almak olduğunu belirten genç psikolog, 3 parmağı ile resim yapabildiğini, ancak bunu başvuru yaptığı güzel sanatlar lisesindeki jüri üyelerine inandıramadığını söyledi. Halen resimle ilgili olduğunu ve sık sık eline fırçayı aldığını dile getiren Canbulut, "Beni psikolojiye götüren süreç bu olaydan sonra şekillenmeye başladı" diye konuştu.
"İLK TERAPİYİ AKRABASINA UYGULAMIŞ"
Güzel sanatlar lisesi hayallerinin suyu düşmesi ardından, kendisini daha iyi anlatabilmek ve diğer insanları da iyi anlayabilmek için daha fazla çaba harcadığını bildiren Canbulut, bu durumun kendisinde farkında olmadan bir psikolog tavrı oluşturduğunu dile getirdi. Bir dönem ailesinden birinin psikolojik bir rahatsızlık geçirdiğini dile getiren Canbulut, şöyle konuştu:
"O akrabam bir süreliğine bize taşınmıştı. Tabii ben daha küçüktüm o zamanlar. Ama buna rağmen sık sık oturur konuşurduk. Bana sorunlarından bahseder, ben de kendimce onu telkin ederdim. Bir süre sonra bana, 'Sen kesinlikle psikolog olmalısın, seninle konuşmak bana herşeyden iyi geliyor' dedi. Galiba mesleğimi o zaman şeçtim. Meğer ilk terapiyi farkında bile olmadan kendi akrabamla yapmışım."
Okulunu birincilikle bitirerek kendisi gibi doğuştan engelli çocuklara eğitim veren Elif Canbulut, en büyük hedefinin tanınan ve teorileri okunan bir psikolog olmak olduğunu söyledi. Engelli çocukların işinin bir parçası olmasının kendisini ayrıca mutlu ettiğini söyleyen Canbulut, "Verdiğim eğitimin yanı sıra, çocuklara psikolojik destek de sağlamaya çalışıyorum ve bun da engelimin katkısı olduğunu düşünüyorum" dedi. Hayatından çok memnun olduğunu ve kendisini engelli çocuklara adamak istediğini ifade eden Elif Canbulut, şöyle devam etti:
"Yaptıklarımla engellilere ve özellikle engelli çocuklara ışık olmak istiyorum. Kendi eğitim sistemini yerleştirmek için şimdiden çalışiyorum. Sigmund Freud gibi bu bilime hayatını adayan bilim insanlarından biri olmak, Türkiye ve dünyada okunan teoriler yaratmak, kitaplara geçmek istiyorum. Umarım başarırım ve yaptılarım sayesinde ben bu dünyadan gittikten sonra da sonsuzda dek yaşarım." - İzmir