"Parası yeterli mi, kredi kartını ödeyebilecek mi, aynı ayakkabıdan 12 tane almasına ya da aynı marka ürünün tüm renklerine ihtiyacı var mı?"... Alışveriş hastaları maalesef bu soruların hiçbirine cevap aramıyor. Bir kıyafet için kredi kartından 20 bin lira çektiren alışveriş bağımlısı A.K., bu hastalıktan kurtulmak için arkadaş çevresini değiştirdiğini anlatıyor. "Alışveriş yapabilmek için kumara başvuran birçok arkadaşım vardı." diyor. Özgüven duygusunu tatmin etmek için pahalı markalardan alışveriş yapmayı bir mecburiyet gibi algıladığını söyleyen A.K., gördüğü tedavinin ardından normale döndüğünü belirtiyor. O dönemdeki ruh halini ise şöyle özetliyor: "Annemin, babamın kartını alıp alışveriş yapıyordum. Düşünmüyordum bir kıyafete 20 bin lira verilir mi verilmez mi? Tek isteğim içimdeki boşluğu doldurmaktı. Pahalı bir şey almazsam kendimi ezik hissediyordum."
Uzmanlar, alışveriş hastalarını tıpkı uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlıları gibi değerlendiriyor. Aile danışmanı Fatma Taş, evli bir beyin eşinin durumunu görmesi için kendisini evine çağırdığında gördüğü manzara karşısında hayrete düştüğünü ifade ediyor: "Evin tabanından tavanına kadar her yer kutularla doluydu." Psikolog Mehtap Kayaoğlu, alışveriş bağımlılığındaki artışa dikkat çekiyor: "4-5 yıl öncesine kadar bize danışan 10 kişiden biri alışveriş bağımlısıydı, şimdi bu rakamın 6 kat arttığını görüyoruz." "Kredi kartının yaygınlaşması ve yoğun reklam çalışmaları alışveriş bağımlılığını artırdı."diyen Prof. Dr. Kemal Sayar ise bu hastalığın en büyük sebebinin manevi değerlerin yitirilmesi olduğunu vurguluyor.