Çiftlerin ve ailelerin çok büyük bir kısmı, terapi sayesinde, tekrardan mutluluklarına kavuştu. Yaşar Üniversitesi'nin aile terapisine katılarak 30 senelik evliliklerini kurtaran bir çift, “Dışarıdan bakan objektif bir göze ihtiyacımız var imiş . Burada doğru bir tercih yaptığımızı hem gördük hem yaşadık. Neleri hatalı ya da doğru yaptığımızı görme fırsatı bulduk. İlk seanstan bu yana açıklama yapan ve paylaşan, en mühimi de doğru iletişim kurabilen bir çift haline gelmeye başladık” diye belirtti .
İzmir'de psikoloji, psikolojik danışmanlık ve kılavuzluk bölümü mezunları ile psikiyatri uzmanlarının katıldığı Evlilik ve Aile Terapisi programında yekün 710 saat eğitim alan katılımcılar, kurs sonunda gönüllü olarak gönül vermiş olarak aile terapisi vermeye başladı. İlk olarak 2012 senesinde yaşama geçirilen ve Uluslararası Aile Terapisi Birliği'nin (IFTA) Türkiye'de tanıdığı, ilk evlilik ve aile terapisi eğitimi olma sıfatı taşıyan programın, ailelere bedava olarak sağladığı gönüllü olarak gönül vermiş terapileri sayesinde, onlarca çift ve aile mutluluklarına tekrardan kavuştu.
BOŞANMAKTAN VAZGEÇTİLER
İsimlerini açıklamak istemeyen ikisi de emekli yönetici olan Ç. çifti, Yaşar Üniversitesi'nin aile terapisine katılarak hayatlarının nasıl değiştiğini söyledi . Aile ve Evlilik Terapisti Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu'yla 5 hafta terapiye dahil olan çift, 30 senesi aşkın süredir devam eden evliliklerini bitirmenin eşiğinden döndüklerini ifade etti . G.Ç, sorunlar yaşadıklarını ortaya koyarak "Tekrar barışma ya da oturup konuşma süreleri uzamaya başladı. En nihayet iki ay, aynı evin içinde hiç konuşmadık. İyi hissetmedim kendimi ve bir psikiyatristle görüştüm. Aile terapisti önerdi ve 'Karımın haberi yoktu, beraberce terapiye gidiyoruz, dedim ve o da ikna oldu. İki ay evvel de terapiye gelmeye başladık. Sorunlarımızı anlattık, dinlediler. Ona da ihtiyaç var imiş , beraberken bir üçüncü adama anlatmak iyi geldi. Dışarıdan bakan objektif bir göze ihtiyacımız var imiş . Burada doğru bir tercih yaptığımızı hem gördük hem yaşadık. Neleri hatalı ya da doğru yaptığımızı görme fırsatı bulduk. İlk seanstan bu yana açıklama yapan ve paylaşan, en mühimi de doğru iletişim kurabilen bir çift haline gelmeye başladık” diye açıkladı .
KESTİRİP ATMADAN, YARDIM ALMAYI DÜŞÜNÜN
Otuz senesi aşkın bir beraberlikleri olduğunu ve 5 seans sonunda olumsuzlukları yenebilmelerinin altında geçmişteki iyi paylaşımlarını hatırlamak olduğunu ifade eden G.Ç, bunları belirtti : “Neden? sorusunu sorabilmek önemli, kestirip atmak, yardım almamak gibi bir problemimiz vardı. Çözülebilecek problemler, bambaşka bir noktaya geliyordu. Dışarıdan müdahale olmaması da önemli. Bu aileleriniz olabilir, arkadaşlarınız olabilir, bu nedenle çiftlerin kendi kararlarını kendileri verip destek almaları lazım geliyor . Neyi yanlış yapıyoruz demeleri gerek . Anlatmanın rahatlığı da çok fazla önemli, tanıyan birileri olması bunu da zorlaştırıyor. Bu sebepten ötürü karşısındaki kişinin bir uzman olması çok fazla önemli.”
HUZURLUYUZ
İlk geldikleri gün birbirlerini dinlerken bile çok fazla zorlandıklarını ifade eden G.Ç, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sivri köşelerimiz vardı, fakat zamanla bunları törpülemeyi öğrendik. Bunun üzerine daha rahat dinlemeyi ve karşınızdakini anlamayı da öğreniyorsunuz. Her defasında evde kendi kendine büyük kavga eden bir insandım. İş icra ederken bile kocamla kendi kendime büyük kavga ediyordum. Ama artık böyle bir şey yok, terapilerden akabinde şimdi daha huzurluyum. Seanstan akabinde konuşmuyoruz, uyguluyoruz. İstemek çok fazla önemli, fakat buraya basit gelinmiyor, çok fazla ciddi bir noktaydı”
ÇOK SEVDİĞİM BİR İNSANI KAYBEDEBİLİRDİM
“İyi ki karar vermişiz” diyebildiklerini ifade eden G.Ç., eşini çok fazla sevdiğini ortaya koyarak bunları belirtti : "O durumu devam ettirseydik, yardım almasaydık çok fazla sevdiğim bir adamı kaybedebilirdim. Hoş değil, güzel değil, sağlıklı hiç değil. Konuşacaklarımızı yalnız konuşsaydık, değişik algılanırdı ve değişik sonuçlanırdı fakat burada konuşunca her şey değişik oldu. Yeri geldi terapistimiz Ceren hanım yokmuş gibi, birlikteyken konuşamayacağımız biçimde konuştuk. Evde kavgaya dönebilirdi belki fakat burada karşılıklı konuşmayı öğrendik. Çok da iyi oldu. Bundan ertesi için deniz kenarına yerleşip uzun seneler daha da sevinçli bir biçimde evliliğimizi sürdürmeyi istiyoruz.”
ÖNEMLİ OLAN İSTEMEK
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu ise, “Çiftin getirdiği problem ne?" öncelikli olanın bu olduğunu anlatarak sözlerini şu şekilde tamamladı: "Gerçekten değişmesini istiyorlar mı? 'Benim istediğim olsun, başka yan da buna uysun' mantığıyla gelen çiftler de oluyor. Yol alabiliyoruz belki fakat istediğimiz sonuca ulaşmak güç olabiliyor. Önemli olan, gelen çiftlerin değişime aleni olması. Zira esasen buraya geliyorlarsa, doğru olmayan, yanlış giden bir şeyler var, demektir. Onların doğru olduğunu düşündükleri fakat yanlış olan ne? Öncelikle onu bulmayı hedefliyoruz. İletişimde bir kopukluk varsa ve yanlış giden bir şeyler olduğunu düşünüyorlarsa, doğru iletişim kurmayı öğrenmek ismine buraya gelmeyi düşünmeliler. Beş seansta doğru iletişimin nasıl olması gerekmekde olduğunu öncelikle kurmaya çalışıyoruz. Ardından empati kurma, karşındaki kişinin anlattıklarını, söylemek istediklerini anlamaya ve hissetmeye yönelik gayret geliyor. Bunlar oturduktan akabinde , arkası da geliyor kendiliğinden. İlişkideki doğru ve yanlışlar bulununca, sorunlar otomatikman çözülüyor. Ama önemli olan istemek.”
Kaynak: İHA Etiketler: evlilik terapisi, aile terapisi,30 senelik evliliği kurtaran terapi
Kaynak: turkiye