Türkiye'nin en eski anaokulu Atlıkarınca'nın geçmişi 1956'ya dayanıyor...
II. Dünya Savaşı’ndan sonra tüm dünyada yaygınlaşmış olan okul öncesi eğitim rüzgarının Türkiye’ye ulaşması ülkemizde yaşayan yabancılar vasıtasıyla oldu. 1950’li yılların başında yaşanan iktidar değişikliğinin milli eğitime yansıması, ilk anaokullarının özel teşebbüs tarafından açılmasıyla hayata geçti. Bu kurumlardan biri olan Yuvam Anaokulu 1956’da Şişli Bomonti’de açıldı. Yuvam Anaokulu’nun ikinci sahibi Suzan Akpınar, 15 yıl sonra, 1984’te okulu çocuk gelişimi ve eğitimi öğretmeni Serap Mutlu’ya devretti.
Okul 1986’da Atlıkarınca adını aldı. Bugün Ortaköy- Ulus arasında, şehrin gürültüsünden uzak, bahçe içinde iki katlı ahşap binada faaliyet gösteren Atlıkarınca Anaokulu’nda yarım asırlık geleneği şimdi 3 psikolog Gürcan Kurt, Burak Baduroğlu ve Dilek Konak sürdürüyor. Atlıkarınca’yı devralan bu üç psikolog, okula yepyeni bir çehre kazandırdı... Psikolog Gürcan Kurt, gelişim psikolojisinde 0-6 yaş arasında uzmanlaşmış. Psikolog Burak Baduroğlu ve Dilek Konak ise anormal gelişim gösteren çocuklarla ilgili çalışmalar yapıyor.
Atlıkarınca Anaokulu’nda ise anormal gelişim gösteren çocukların, diğer grupla kaynaşmasını sağlıyorlar. Yuvadaki bu üç psikoloğun yanı sıra staj yapan psikoloji öğrencileri de var. Her sınıfta 3 psikoloji öğrencisi bulunuyor. 3 psikolog, 3 psikoloji öğrencisi, eğitmenlerle birlikte sınıflara dağılmış durumda. Dersten sonra birlikte vaka tartışması yapıyorlar. Sınıfta bir çocukta sıkıntı olduğu zaman hep beraber oturup enine boyuna tartışılıyor, problem çözümüne gidiliyor. Sınıflar, fazlası dikkat dağıtır diye 10 kişiyle sınırlandırılmış.
Yılda iki kez çocuklara gelişim testleri yapılıyor. Sonuca göre çocukların ne yapabilecekleri tespit ediliyor, çocukların potansiyeline göre mevcut program uygulanıyor. Gürcan Kurt, “Bu uygulamayla çocukların kendilerine güvenini sağlıyoruz. Zaten amacımız da öz güvenini kazanmış, sosyal becerilerini geliştirmiş bireyler yetiştirmek. Çocuklar sosyal anlamda huzurlu olunca potansiyellerini kullanmaya da hazır oluyorlar. Aslında yaptığımız iş eğitime psikolojik destek vermek” diyor.
Atlıkarınca Anaokulu’nda velilere de ücretsiz danışmanlık hizmeti veriliyor. Velinin güven duyması çok önemli. Bunun için öğrenci kaydolmadan önce bir hafta okula devam ediyor. Velisi de isterse çocukla birlikte okulda bulunabiliyor. Bir hafta sonra hep birlikte oturulup bu süreç değerlendiriliyor. Öğrenci ve velisi memnun kalırsa çocuğun kaydı yapılıyor.
Anne eli değmiş poğaçalar, yemekler
Bahçe kapısından girerken sizi içeriden dışarıya taşan poğaça ve kurabiye kokuları karşılıyor. İlk karşılaştığınız kişi de zaten Ayten Baduroğlu oluyor. Ayten Hanım Atlıkarınca Anaokulu’nun sahiplerinden Burak Baduroğlu’nun annesi. Çocukların da ‘Ayten Teyze’si. Mutfakta o var... Dolayısıyla çocukların yedikleri her yemek, ‘anne eli değmiş gibi’ değil, gerçekten anne eli değiyor! Çocuklar biraz sonra akşamüstü çaylarını içecekler. Kurabiyeler, poğaçalar hazır, sımsıcak. Çocukları bekliyor...
Ayten Hanım Kaş’ta doğmuş, Marmaris’te büyümüş ve orada yaşarken kendini Atlıkarınca Anaokulu’nun mutfağında bulmuş. Banka emeklisi, birçok emeklinin tam tersi; güneye yerleşeceğine, İstanbul’a gelmiş. Yuvanın bahçesinde ektiği sebze, dereotu, maydanoz, patlıcan, semizotu, dolmalık biber, çarliston biberlerle çocuklara yemek yapıyor. Tamamen doğal besliyor anaokulundaki çocukları. “Kendi çocuklarımı beslediğim gibi besliyorum onları da” diyor. Tarhanayı, reçelleri kendisi yapıyor. Meyveler yine kendi bahçesinin ürünü.
Hedef mutfakta kullanılan tüm ürünlerin yakında bahçeden sağlanmasını gerçekleştirmek. Bahçe bunlarla da sınırlı değil, çocuklara doğa sevgisini aşılamak için ekolojik bahçe çalışmalarının yanı sıra su kaplumbağaları, kara kaplumbağaları 1986’dan beri bu bahçede çocuklarla arkadaşlık ediyor. Balıkların yanı sıra yakında çocuklara tavşanlar ve tavuklar da arkadaşlık edecek. Amaç İstanbul’un kaotik yaşamından biraz daha sıyrılıp doğa ile iç içe yaşamalarını sağlamak.
Yan odadan melodiler
Bir odadan müzik sesi geliyor. Müzik öğretmenleri, yuvanın sahiplerinden, uzman psikolog Burak Baduroğlu. Burak Baduroğlu’nun profesyonel müzik yaşamı da varmış. Okul yıllarında konservatuvar ve psikoloji eğitimi arasında kalmış, sonunda psikolojiyi seçmiş. Ama müzik hayatının önemli bir bölümünü oluşturuyor. Burak Baduroğlu Atlıkarınca’da elinde gitarla, enstrüman çalmayı öğrettiği minikler orkestrasını yönetiyor.
Çocuklar sadece müzik dersi almıyor, drama çalışmaları, sanat atölyesi uygulamaları yapıyor, İngilizce öğreniyor, dans, tenis dersi alıyor... Atlıkarınca, yazın anaokulu değil de yaz okulu gibi faaliyet gösteriyor. Yani akademik değil eğlenceli faaliyetler öne çıkıyor. Pikniğe gidiliyor, çocuklar isteklerine göre at binmeyi, yüzmeyi öğreniyorlar. Tatili de yaşıyorlar...
(15.04.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)